Lu Xia, ebeveynleriyle çocukluğundan beri yurtdışında yaşayan bir tenis dahisidir. Babasının olağanüstü gücünü ve tenis yeteneğini miras aldı. Bununla birlikte, babasının gölgesi altında sıkışıp kalan Lu Xia, tenisi sadece onu kazanmak için bir araç olarak görür ve tenis oynamaya olan tutkusunu ve mutluluğunu tamamen kaybeder. Çin'e döndükten sonra bir lise tenis takımına katıldı ve çeşitli tenis ustalarıyla tanıştı. Burada tenisin anlamını anlamaya ve bir oyuncu olarak kendi kimliğini bulmaya başlar. Ulusal ligi kazanmak için çalışma sürecinde Lu Xia ve takım arkadaşları bir grup olarak çalışmayı öğrenir ve arkadaşların önemini anlar.